Kafama koymuştum, ne pahasına olursa olsun, onu hem götünden sikecek, hem de siktirecektim. Evet karımdan bahsediyorum! Karım özel bir bankada yönetici pozisyonunda çalışıyor. Uzun boylu (1.71 cm), kumral saçlı ve güzel vucutlu olan karım, 33 yaşında, özellikle sıkı ve dolgun kalçaları, ben dahil etrafındaki tüm erkeklerin aklını başından alır. Karımla sevişerek evlendik, ama evlendikten sonra, gerdek gecemizin sonunda, bana hayatında hiç orgazm olamadığını itiraf etti. Çok ciddiye almamıştım ve bu sorunu aşabileceğimi zannediyordum, ama olamadı. Seks hayatımız giderek monotonlaşmaya ve zevksiz hale gelmeye başladı. Karım benim çok istediğim fantazileri, hatta pozisyonları bile kabul etmemeye, sevişmeyi bir angarya olarak gördüğünü belli etmeye başladı. Nezaketen sırt üstü yatıp, kırk yılın başında da domalıp, bir an önce boşalmamı bekliyordu ve bu beni çok öfkelendiriyordu…
Geçen dört yıl içerisinde birçok kırgınlık, üzüntü ve öfke birikmiş, artık aramızda bir soğukluk olmuştu. Karım artık benim için bir yabancı gibiydi. En son sevişmemizde sikimi ağzına almasını istediğimde, “İstemiyorum! Yap işte bir an önce ne yapacaksan da yatalım!” demesi, bardağı taşıran son damla olmuştu. Kararımı vermiştim, artık boşa geçen dört yılımın acısını çıkartacaktım. Kaybedecek hiç bir şeyim kalmamıştı. Artık tek arzum karımı bir orospuya çevirmek ve cümle aleme siktirmekti. Tabii önce o güzel götünü de yalvarta yalvarta sikecektim. Ama bunu nasıl yapmalıydım? Cevap aslında elimin altındaydı, gazetede okuduğum bir haber bana müthiş bir fikir vermişti. Şantaj! Bunu nasıl yapacağımı biliyordum, Karımı sarhoş edecek ve tanımadığı bir adama siktirip kameraya çekecektim.
Geçen iki ayın sonunda bütün denemelerim başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Karım ya içki içmiyor, ya da yeterince sarhoş olmuyordu. Artık çıldıracak hale gelmiştim. Ne yapmalıydım bilmiyordum. Sonra bir gün bir dergide “Tecavüz Hapı” ile ilgili bir haber okudum ve mesele çözüldü. Bu hap verilen doza göre, ya kişinin psikolojisini bozup, ne yaptığını bilmez bir hale getiriyormuş, kişi çekingense son derece atılgan oluyormuş, ya da körkütük sarhoş edip, o halde ne yaptığını hiç bir şekilde hatırlamıyormuş. İki kutu sipariş ettim. 6 gün sonra haplar elimdeydi ve sıra senaryoyu uygulamaya gelmişti…
Karıma evde bir parti yapmayı önerdim. Bütün yakın arkadaşlarımızı çağıracaktık. Bu fikir Karımın da çok hoşuna gitmişti. Üniversiteden karımın tanımadığı iki arkadaşımı da partiye davet ettim. Cumartesi gecesi parti tam hızıyla devam ediyor, içkiler su gibi akıyordu. Ben Votka içiyormuş gibi yapıp aslında su içiyordum. Parti yavaşlamaya, arkadaşlarımız evlerine dağılmaya başlamışken, içine hapları attığım içkileri Karıma ve üniversiteden arkadaşlarım Kaan’la Hakan’a içirdim. Bir süre sonra evde sadece Karımın en samimi arkadaşları Nejat, Aslı, Çiğdem, Füsun ve birkaç kişi kalmıştı. Zamanı gelmişti, “Ben artık yatacağım, çok sarhoş oldum.” dedim. Kaan ve Hakan kanepenin üzerinde sızmışlardı bile. Karımı öperken kulağına, “Bırak uyusunlar…” dedim ve odamıza gittim. Yataktan içeriyi dinliyordum. Bir 45 dakika sonra son misafirimiz de gitmişti. Karım, Kaan ve Hakanı uyandırmaya çalışıyordu, ama onun da dili dolanıyordu. Sonra yanıma geldi ve beni uyandırmaya çalıştı, ama sızmış gibi yaptım. Biraz uğraştıktan sonra soyunarak yanıma yattı.
Beş, altı dakika bekledikten sonra kalktım, birkaç kere seslendim, dürttüm ama Karım baygın uyuyordu. Hemen kalkarak salona gittim. Kaan ve Hakan da kanepenin üstünde sızmışlardı. İkisini de dürterek uyandırmaya çalıştım, ama onlar da baygın yatıyorlardı. Garanti olsun diye hapları normal dozdan fazla vermiştim. Cesaretimi topladım ve ikisinin de üzerindekileri çıkarttım, ışıkları da azaltarak yatak odasına, Karımın yanına gittim. Geceliğini ve iç çamaşırlarını çıkarttım ve kucaklayarak salona taşıdım. Kanepenin ortasına, Kaan ve Hakanın arasına oturttum, ama bıraktığım anda Karım yavaşça yana kaymaya başladı ve başı Hakanın kucağına, tam sikinin üstüne düşüverdi. Ben korkudan ve heyecandan kalp krizi geçirmek üzereyken, karım hiç istifini bozmadan uyumaya devam etti.
Evet dostlar! Sevgili karım çırılçıplak, yabancı iki erkeğin arasında yatıyordu. Bu görüntü beni çok heyecanlandırmıştı. Hemen storları biraz yukarı kaldırdım ve içeriye gidip yeni kameram Canon 7D’yi aldım. Pencereyi açarak pervazda duran saksılardan birinin üzerine yerleştirdim ve kayıt düğmesine bastım. Bu sayede filmi karşı apartmanlardan birisi çekmiş gibi olacaktı.
Önce krem alarak Karımın amını kremlemeye başladım, parmağımı yavaş yavaş içine sokup çıkarıyordum. Parmağımı her soktuğumda nefesi hızlanıyordu, devam ettikçe ıslanmaya ve hafif hafif inlemeye başlamıştı. Sıra oğlanlardaydı, yarraklarını elime aldım ve sıvazlamaya başladım, onlar da sertleşmeye başlamışlardı. Karımın kafasını hafifçe kaldırdım ve Hakanın sikini ağzına soktum. Birden Karımın gözleri açıldı, korkudan taş kesildim. Ama gözler tanımadan bakıyorlardı, cam gibi olmuşlardı. Gevşedim ve yaptığım işe devam ettim. Karım artık ağzındaki siki bilinçsizce emmeye başlamıştı. Kaan’ı yavaşça karımın üzerine doğru yasladım ve karımın elini alarak Kaan’ın sikini tututurdum ve sıvazlatmaya başladım. Karım artık kırk yıllık orospular gibi, biri elinde, öbürü ağzında, iki siki idare ediyordu. Hakan çoktan gözlerini açmış, elleriyle Karımın başını tutarak yönlendirmeye başlamıştı.
Geriye, odama doğru çekilerek, salonun lambasını biraz daha açarak onları izlemeye başladım. Karım birden kendini geriye doğru kaydırarak Kaan’ın sikini amına sürtmeye başladı. Birkaç denemeden sonra Kaan yana dönerek sikini Karıma yerleştirdi. Karım derin bir nefes alarak Kaan’ın sikini köküne kadar içine aldı ve Kaan gidip gelmeye başladı. Hakan’sa karımı çekerek dudaklarına yapıştı, Karım azmış bir şekilde Hakan’ın dudaklarını öpüyordu. Bense çoktan gelmiştim ama halen dimdiktim. Bir 10-15 dakika sonra olay bitmişti. Kaan boşalmış ve Karımın içinden çıkarak yerde uyuyakalmıştı. Karım ise dizleri Hakan’ın iki yanında kıvrılmış, üstünde yüzüstü yatıyordu. Üçü de sızmıştı. Kamerayı yerinden aldım. Daha sonra Karımı yatağımıza taşıdım ve dayanamayıp bir posta da ben kaydım. Kaan ve Hakan’ı giydirdim ve karımın yanında uyudum.
Sabah önce Karım uyandı ve beni kaldırdı. Giyindikten sonra arkadaşlarımı uyandırdım. Hiç biri gecenin sonunu hatırlamıyordu. Kahvaltı ettikten sonra Kaan ve Hakan gittiler. Sevinçten içim içime sığmıyordu, soğuk karımı iki erkeğe siktirmiş ve seks kölem olmasını sağlayacağım ilk video kasedimi elde etmiştim.
Pazartesi günü arkadaşım Levent’i arayıp garsoniyer olarak kullandığı Ataköydeki evinin anahtarlarını istedim. Levent, “Vay karı mı atıcan lan?” dedi. Ben de ‘süper bir orospu bulduğumu, tadına baktıktan sonra orospuyu ona da siktirteceğimi’ söyledim. Levent anahtarı adeta uçarak getirdi.
Bütün hafta sabırsızlıkla bekledim ve Cuma günü Karımın sikiş görüntülerini çektiğim CD’yi, “Zarftaki görüntülerin orijinallerinin kocanın, iş arkadaşlarının ve ailenin eline geçmesini istemiyorsan Cumartesi saat 17:00’de Ataköy, (…) blok, (…) numarada ol!” yazılı bir notla işyerine yolladım. Karım akşam saat sekiz gibi eve geldi. Yüzü bembeyazdı ve alt üst olduğu belliydi. Ona ne olduğunu sordum, işyerinde çok yoğun olduklarını ve Cumartesi akşamı da çalışmak zorunda olduğunu söyledi. Planım çalışmıştı sevinçten içim içime sığmıyordu…
Beklenen gün gelmişti. Sabah yatakta Karıma sokulmaya çalıştım, ama o başının ağrıdığını söyleyerek beni tersledi. Hiç öfkelenmedim, aksine ‘dağıtacağım götünü merak etme’ diye düşünerek gülümsedim. Öğlen yanıma kameramı, hafta içi gizlice satın aldığım ses değiştiren aleti, 2 çift deri kelepçeyi, sadece gözlerle başın üst kısmını kapatan deri başlığı aldım ve başına gelecekleri bilmeyen karımı öperek, arkadaşlarımla buluşacağımı söyleyerek Ataköy’e doğru yola çıktım.
Eve girince deri başlığı, bir çift kelepçeyi ve sesimi değiştirerek yaptığım kaydı, “Teybi aç ve dinle, sana ne yapacağını söyleyecek. Aksi takdirde görüntülerin kocanın ve iş arkadaşlarına dağıtılacaktır!” yazılı notu, salondaki sehpanın üzerine koydum, tüm panjurları kapattım, kapının dışına, paspasın altına evin anahtarını koydum ve beklemeye başladım.
Saat 17:06 gibi kapı açıldı ve Karım kapıda belirdi. Tek parça, göğüs altından büzgülü yazlık bir elbise giymişti. Çok korktuğu her halinden belliydi, onu koridorun ucundaki perdenin arkasından izliyordum. Tedirgin bir şekilde içeri ilerledi, “Kimse yok mu?” diye seslendi. Korkuyla etrafına bakınarak biraz daha ilerledi ve sehpanın üzerindeki notu gördü. Eğilerek notu aldı. Titreyen ellerle teybin düğmesine bastı, “Şu anda izleniyorsunuz. Lütfen önce sehpanın üzerindeki başlığı, daha sonra da kelepçeleri elleriniz arkada olacak şekilde takınız. Bu kimliğimi gizlemem için gerekli, size zarar verme niyetinde değilim, anlaşabileceğimize inanıyorum. 30’dan geriye saymaya başlayacağım. Süre sonunda isteklerime uymadıysanız, mahvolacak evliliğinize, kariyerinize, hayatınıza geri dönebilirsiniz. 30…, 29…”
Karım teybi dinlerken sarsıldı, bir an bayılacak sandım, kapıya doğru yöneldi. Acaba gidecek mi diye korkmuştum ki, “23…, 22…”, geri döndü ve titreyen ellerle başlığı geçirdi. “17…, 16…”, artık hiçbir şey göremiyordu. Kelepçeleri aramaya başladı, “11…, 10…”, panik olmuş bir şekilde kelepçeleri takmaya çalışıyordu. “4…, 3…”, takmayı başarmıştı. Artık çaresiz bir şekilde salonun ortasında bekliyordu. Ses değiştiren mikrofonla, “Tebrik ederim, doğru kararı verdiniz.” dedim. Karım irkilerek arkasına döndü, kendine güven duyuyormuş gibi konuşmaya çalışıyordu ama sesi korkudan çatallaşmıştı. Karım, “Kimsiniz? Benden ne istiyorsunuz?” dedi. Karıma, “Sabırlı olun anlaşabileceğimize eminim.” derken bir yandan da kendisine yaklaşıyordum. Karım, “Çantamda nakit para ve birkaç mücevher var, onları alın ve bu işi bitirelim.” dedi. “Çok iyi bir teklif, bunu düşüneceğim.” derken yüzüne sert bir tokat attım, sonra bir tane daha, bir tane daha! Böyle 5-6 tokat attıktan sonra, “Orospu, sana ben ne söylersem onu yapacaksın anladın mı!” deyip iki tokat daha patlattım…
Karım yere düşmüştü, eteği sıyrılmış ve güzel bacakları ortaya serilmişti. Bir yandan ağlıyordu, yavaşça başını salladı. Bütün direnci kırılmış, teslim olmuştu. Kamerayı ayarladıktan sonra, başıma kar maskesini geçirdim ve ayağa kalkmasını söyledim, kalktı. Ellerimi eteğinin altına soktum ve elbisesini yukarıya doğru kaldırmaya başladım. Karım karşı koymaya çalışmıyordu. Devam ettim ve elbisesini başından geçirerek arkasına attım. İç çamaşırlarıyla kalmıştı. “Aferin, böyle uslu bir kız olursan canın yanmaz.” dedim ve külodunu yavaşça aşağı indirmeye başladım. Karım, “Ben evliyim, ne olur yapma…” derken elimle amını avuçladım ve tüm gücümle sıkmaya başladım. “Noolur yapma, çok canım yanıyor.” diye ağlamaya başladı. “Orospu, senin tek görevin emirlerime uymak! Bana hayır dediğinde sonuçlarına katlanırsın, anladın mı?” dedim. Karım, “Peki tamam, canımı yakma, ne istersen yapacağım.” diyerek sessizce ağlamaya devam etti.
Külottan sonra sıra sütyene gelmişti, Karıma arkasını dönmesini söyledim. Sütyenini çıkartarak, elbisesini başının üstünden çektim. Karım artık çırılçıplak, elbisesi kollarından aşağı sarkmış ve makyajı maskenin altından akmış bir halde, ağlamaya devam ederek emirlerimi bekliyordu. Saçlarından tutarak kanepeye doğru ittim. Kanepenin kol koyma yerine yüzüstü yatırınca, amı götü kabak gibi açılmıştı. Karıma ‘Bir orospu olduğunu ve onu sikmem için yalvarmasını’ söyledim.
Karım, “Ben bir orospuyum, noolur sik beni!” dedi. Devam etmesini söyledim. Karım, “Sik beni, noolur sik, ben bir orospuyum…” diye devam ediyordu. Sehpadaki kremle parmaklarımı kremleyerek, baş parmağımı yavaşça götüne sokmaya başladım. Karım kendini kasınca çıkarıp, götüne tokatlar atmaya başladım. Özür diledi. Yeniden parmağımı götüne sokmaya başladım, işaret parmağımıda amına sokup çıkarıyordum. Sırılsıklam olmuştu, demek bu durum onu heyecanlandırmıştı. Amını ve götünü parmaklamaya devam ettikçe, “Sik beni, ben senin orospunum!” demeye devam ediyordu. Şaşırmıştım… Demek soğuk karım aslında böyle bir muamele istiyormuş.
Bekletmeden sikimi götüne dayadım ve yüklenmeye başladım. Karım, ‘canının yandığını’ söyleyerek kurtulmaya çalışıyordu, ama dinleyen kim! Biraz daha abandım ve sonunda sikimin başı daracık götüne girdi. Karım artık yüksek sesle ulumaya başlamıştı. Saçlarından tutarak yüzünü kanepeye bastırdım ve sikimi köküne kadar götüne soktum. Yavaş yavaş gidip geliyordum. Götü daracıktı ve yanıyordu. Boğuk inlemeleri beni daha da azdırıyordu. Kafasını biraz kaldırdım, nefes almaya çalıştı, hıçkırıyordu. Ağlamasını, yalvarmasını dinlemeden, acımasızca karımın götünü siktim, ve götüne boşaldım…