Akşam yemeğinden sonra evden çıktım, kahveye gidiyordum. Evimizin yanında bir inşaat var, hemen bitişik bizim eve. İnşaattan kulağıma Köpek inlemesi gibi sesler geldi. Ben ilkbaşta pek aldırmadım, inşaata Köpekler girmiş diye düşündüm. Birkaç adım daha attım, bu defa “Offfff!” diye bir ses geldi. Köpek değildi bu! Birşeyler oluyor diye içeri daldım. Hafiften loştu içerisi, sadece dışarının ışıkları vuruyordu içeriye. Az ilerledim, birde ne göreyim? Bizim mahallenin delisi, kadının birinin bacakları arasına girmiş, hareketsiz duruyor! Yaklaştım, iki eli kadının omuzlarında, ben kadını boğuyor zannettim! Az daha yaklaşınca, kadından nefessiz kalmış gibi ses çıkıyordu…
Deliyi omuzundan tuttuğum gibi arkaya attım. Atmamla birlikte ‘Şlörpppp’ diye şapırtlı bir sesle birlikte, kadının amından bir yarak çıktı, bir insanda böyle bir yarak olamaz! Dibine kadar da oturtmuş, hiçte hareket etmiyormuş. Meğer altındaki kadın da bizim dul komşuymuş! Eğer yetişmeseymişim kadın gerçekten ölecekmiş. Kalkamadı yerinden, neden sonra kendine geldi, “Bütün organlarım boğazıma tıkandı zannettim, nefes alamıyordum, ölecektim!” dedi. “Nasıl oldu bu iş?” dedim. “Çöp dökmeye çıkmıştım, bu da işiyormuş, lambanın ışığında gördüm, ama bu kadar tahmin etmemiştim, elinden tuttum kendim götürdüm inşaata. Hiç yapmamış, bilmiyordu da, tam kalkmamış haliyle başını koydum içine, kendim gidip geliyordum. Biraz acıyordu ama zevkliydi. Gidip geldikçe bunun yarak tam kalktı ve birden hepsini geçirdi! Yıdızlar gözümün önüne indi, nefes alamaz oldum! Çekmiyordu da, abandı üzerime! Sen geldin, gelmeseydin kesin ölürdüm!” dedi. “Neyse geçmiş olsun!” diyerek yardım ettim, evine kadar götürdüm kadını. Bacakları ayrılmış, kapanmıyor, sünnet çocukları gibi yürüyordu…
Aradan bir hafta falan geçti komşu kadınla Bakkala giderken karşılaştık. Bana tekrar tekrar teşekkür ediyordu. O güne kadarda hep resmi selamlaşırdık, ondan sonra benimle sürekli konuşmaya başladı. Bir ay falan sonra da kadının Travması geçince, daha da samimi olduk. Deliye veren bana niye vermesin diye düşünerek yazılmaya başladım kadına. Zaten ben teklif etmeden, benimle ilişkiye girebileceğini kendisi söyledi. Aslında kadının kendisi de çok güzel, genç yaşta dul kalmış, ama bukadar çaresizce gidip mahallenin delisine siktirmesine hiç anlam verememiştim. Neyse, artık kadını ben sikiyorum. Kahveye gideceğime, fırsat buldukça kadının evine gidiyorum ve sabahlara kadar sikişiyoruz. Kadın çok ateşli çıktı, çok ta güzel sikişiyor ve beni memnun ediyor. Bazen şakasına takılıyorum, “Deliyle birdaha dene!” diyorum. “Dünyada yaraksız kalsam, yine denemem!” diyor. “Ben de yanınızda olayım, hepsini sokturmam!” diyorum, “Mümkün değil, tövbe olmaz!” diyor.
Aslında görmeyi çok isterdim, delinin yarağı o küçücük amcığa nasıl girmiş, nasıl sığmış içine, halen aklım ermiyor. Görmeyen inanmaz, delinin yarağı, bir Eşşek yarağının yarısını geçkin büyüklükteydi, bir okadar da kalındı. Kadını öldürüyor sanmıştın, eğer siktiğini bilseydim üstünden atmazdım, kadının amı nasıl ayrılmış seyrederdim, delinin umurunda değildi, çıkarmazdı o, ama ben boğuyor zannettim ondan attım üstünden. Ama şu da var, o delinin sayesinde şimdi ben sikiyorum o çok güzel amcıklı kadını. Deliye de sağolsun diyorum. Deliyi bazen de Lokantaya götürüp karnını doyuruyorum. Lokantada işaretle o günü anlatıyorum, ‘Güzelmiydi?’ diye soruyorum. Deli kafasını sallayıp dudağını ısırıyor, çok güzeldi diye. Ama deli de çok korkuyor şimdi, kadın kendisini görürse saldıracak diye korkuyor, hep kadından kaçıyor.
Kısacası delinin sayesinde günümü gün ediyorum, ne zaman istesem kadınla sikişiyoruz. Öyle güzel amcık deliye bırakılır mı, ateş gibi içi var, yarağımı sımsıkı tutuyor, girip çıktıkça o şapırtısı bir ayrı heyecan yaşatıyor! Umarım hep böyle devam eder ve dilerim herkese nasip olur böyle bir amcık.